25 Nisan 2010 Pazar

Vakantie Spanje

En güzel tatil içinizdekidir der bir filozof. Bu zamanlarda birakin insanin içinde tatil yapmasini, isten güçten basini kaldiracak vakit bulunamiyor. Yillik izinlerinizde veya bos bir zamaninizda, söyle uzun bir yolculukla beraber dinlendirici ve sessiz bir tatil geçirmeyi kim istemez ki? Yaz aylarinin yaklastigi su günlerde en güzel tatilin deniz kiyisinda yapilacagini söyleyenler haksiz sayilmazlar. Deniz kiyisi denilince etrafi denizlerle çevrili ülkemiz tabii ki ilk siradadir. Ama farkli kültür ve yasayislara sahit olmak adina bir Yunanistan gezisi hiç de fena olmaz. Vakantie Griekenland bunun için var. Simdi basinizi isten kaldirip kendinize sorun. Nereye gitmek istiyorum? Yunanistan mi? Yoksa Ispanya mi? Ispanya dediginizi duyar gibiyim. Meshur Ispanyol yemekleri ve danslariyla Ispanyollar gerçekten övgüyü hak ediyorlar. Bu yüzden Vakantie Spanje yapmaniz sizin için en iyisi. Fantastik bir macera ariyorsaniz ve eger yaramaz bir çocugun babasiysaniz Disneyland Parijs sizin için uygun bir planlama. Bütçenizi asmayacaksa en güzeli Paris gezisidir.

Sim Only

Türkiye tatil ülkelerin arasinda, doga güzelliklerinin en cogu ve en güzeline sahip ve toplu turisme diger meshur tatil ülkelerden otelleriyle ve tursistik organizasyonlariyla daha hazir bulunuyor. Tanitim yapacagimiz site vakantie siteleri arasinda en hos tasarimli ve en kullanisli vakantie sitesidir. Otelleri daha yakindan tanimak icin ve bu otellerin ziyaretciler tarafindan yazilan memnuniyet oranlarini ogrenmek icin kesinlikle bu siteye favorilerinize eklmenenizi tavsiye ederiz. Ornek olarak sitede bulunan bu otellere bakmanizi tavsiye ederiz: Intercontinental Taba Heights, Grand Plaza Hurghada ve Club Martha's. Tatiliniz hem keyifli geçsin hemde paranizin büyük kismi cebiinizde kalsin. Son olarak bir Sim Only sitesinin reklamini yapmak isterim. Ben sim kaart firmasi goedkoopste sim only konusunda gercekten en iddialisi ve dolayisiyla en uygun gsm gorusme tariflerini sunuyor. Mutlaka bi ugramadan gecmeyin!

13 Nisan 2010 Salı

Lehimlemede uygulama alanları

En yaygın lehimleme uygulaması baskı devrelerdeki (PCB) elektronik bileşenlerin montajıdır. Sıhhi tesisat sistemlerindeki bakır boruların bağlanmasında da lehim kullanılır. Konserve tenekeleri gibi sac metallerdeki bağlantılar, çatı izolasyonu ve yağmur dereleme olukları ve araba radyatörleri de geçmişte geleneksel olarak lehimlendiği gibi günümüzde de kısmen lehimlenmektedir. Mücevher parçalarının bağlanması ve tamirinde, küçük mekanik parçaların tutturulmasında da genellikle lehim kullanılır. Cam vitray yapımı da bir başka uygulama alanıdır.

Lehimleme Teknikleri ;
  • Metallerin kaynak kabiliyeti kötüdür;
  • Farklı metaller birleştirilmektedir;
  • Yoğun kaynak ısısı, birleştirilen parçalara zarar verebilecektir;
  • Bağlantının geometrisi kaynağa izin vermemektedir;
  • Yüksek dayanım gerekli değildir.

Korozyon ve Korozyon Oluşum Süreci

Korozyon
Korozyon, metal veya metal alaşımlarının oksitlenme veya diğer kimyasal etkilerle aşınma durumu. Demirin paslanması, alüminyumun oksitlenmesi korozyona örnek olarak verilebilir. Türkçe'ye yabancı dillerden giren korozyon sözcüğü; yenme, kemirilme gibi anlamlarla alakalıdır. Aşınma, çürüme, paslanma, bozulma ve yenim gibi sözcüklerle karşılanabilir.

Yüzeyleri uygun şekilde korunmayan metal ve metal alaşımlarının bozunmaları önemli bir teknolojik sorundur.
Korozyon Oluşum Süreci
Metal ve alaşımların kararlı halleri olan bileşik haline dönme eğilimleri yüksektir. Bunun sonucu olarak metaller içinde bulundukları ortamın elemanları ile tepkimeye girerek, önce iyonik hale ve oradan da ortamdaki başka elementlerle birleşerek bileşik haline dönmeye çalışırlar; yani kimyasal değişime uğrarlar ve bozunurlar. Sonuçta metal veya alaşımın fiziksel, kimyasal, mekanik veya elektriksel özelliği istenmeyen değişikliklere (zarara) uğrar.

Korozyon, metalik malzemelerin içinde bulundukları ortamla reaksiyona girmeleri sonucu, dışardan enerji vermeye gerek olmadan, doğal olarak meydana gelen olaydır.

12 Nisan 2010 Pazartesi

Mekatronik üzerine eğitim veren kuruluşlar

Öğretmenlik bölümü ilk olarak 2003 senesinde Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesinde açılmıştır.Bunu, Süleyman Demirel Üniversitesi'nde kurulan öğretmenlik bölümü izlemiştir. Eğitimi için geniş bir parasal kaynağa ihtiyacı olan mekatronik mühendisliği bölümü ise ,Kocaeli , Sabancı , Bahçeşehir ve Atılım üniversitelerinde lisans düzeyinde bulunmaktadır. Geçen sene itibariyle de Yıldız Teknik Üniversitesi'nde mekatronik mühendisliği bölümü kurulmuştur. Fakat lisans öğrencisi kabul etmemiştir. Genel anlamda mekatronik disiplini, günümüzde ayrılamaz bir hale gelmiş olan elektrik,elektronik, mekanik ve yazılım disiplinlerinin anlamlı bir şekilde bütünleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu yüzden de mekatronik disiplininin ağır bir eğitime sahip olduğu söylenebilir.

Mekatronik Uygulama Alanları

Mekatronik genel olarak, bilgisayar kontrollü sistemlerin veya elektromekanik sistemlerin, ürün tasarımında ve/veya üretiminde görev alan hem endüstri hem de akademik kariyerli mühendisler tarafından kullanılmasıyla uygulanır. Buna ilave olarak mühendis statüsünde olmayan teknik elemanlar ve bu işe merak ile birlikte kendini geliştiren kişiler tarafından da uygulanabilir.

Birden fazla mühendislik branşının ortak kullanımıyla birlikte gelişmesi, içinde yeraldığı mühendislik branşlarının da ilerlemesini sağlamaktadır. Mekatronik, aslında yeni bir kavram değildir. En son teknolojilerin, daha çok işleve sahip ve uygulaması kolay olan ürünlerin proseslerini dizayn etmek için, basit olarak makina mühendisliğine, kontrol teorisine, bilgisayar bilimine ve elektroniğe uygulanmasıdır.

Buradan da anlaşılacağı gibi teknoloji geliştikçe mekatronik ilerler, böylece teknoloji daha da gelişir. Yani arada sürekli bir çevrim vardır ve bu çevrim dışarıya açık olup, çeşitli mühendislik ve bilimlerle de etkileşim halindedir ve bunların gelişmesine katkıda bulunur.

Mekatroniğin kullanımıyla ilgili en güzel örneklerden biri bilgisayar sabit disk sürücüsüdür. Hızlı cevaplama, doğruluk ve sağlamlık gibi özelliklerle mekatroniğin kullanım amaçlarına uygun niteliklere sahiptir.

Bilgisayar sabit disk sürücüleri, mekatronik uygulamalarının ilk örneklerindendir. Bu makinalar, çok hızlı bilgi aktarımına ve hassas pozisyonlamaya sahip olup, değişken sistem etkilerine de dayanıklıdırlar.

Mekatronik

Mekatronik; İngilizce mechanics ve electronics kelimelerinin uygun bir şekilde birleştirilmesinden oluşmuştur ve ilk kez Japonya'da kullanılmıştır. Mekatronik, makine, elektronik, yazılım ve kontrol sistemleri teknolojilerine dayanan yeni bir bilim dalıdır. Bu konuda çalışanlar, mekatronik mühendisi olarak adlandırılır.

Mekanik ve elektronik bileşenlerden oluşan, verileri algılayıcıları (sensörler) yardımıyla çevre ortamdan algılayan, toplamış olduğu bu verileri kontrol donanımları (mikroişlemciler v.s.) ve hafızasındaki yazılımlar marifetiyle yorumlayan ve gerekli kararları alabilen, tahrik elemanları (aktüatörler) ile de gerekli tepkileri veren tüm makineler, cihazlar ve sistemler birer mekatronik sistemlerdir.

Algılayabilen, ölçebilen, karar verebilen ve bu karar yönünde hareket edebilen otomatik makineler (yani mekatronik sistemler) savunma sanayiinde, güvenlik sistemlerinde, makine sanayinde, endüstriyel otomasyon sistemlerinde, tıpta, tarımda, bankacılıkta, madencilikte ve birçok alanda kullanılmakta ve her geçen gün kullanım alanı artmaktadır.

Günümüzde yaygın olarak kullanılan gece görüş sistemleri, mayın tarama robotları, otomatik stoklama sistemleri, fotoğraf makinaları, videolar, çamaşır-bulaşık makinaları, bankamatikler gibi sistemler ve ürünler birer mekatronik sistemlerdir.

8 Nisan 2010 Perşembe

Evden Eve Nakliyat

Arkadaşlar bildiğiniz yaz dönemi geliyor ve nakliyat mevsimi hemen hemen açılmış oluyor. Bu sebeble ev taşımalarında iş yeri taşımalarında çok dikkatli olmasini istiyorum. Herhangi bir sebebten dolayı ev eşyalarınızı kırılmasını ve zarar görmesini istermiyorsanız kaliteli firmalar ile çalışın lüften. Bu yazımda daha yeni piyasa giriş yapmış ve eskiden veri nakliyat hizmeti veren alkur nakliyat sitesini tanıtacağım sizlere.

Firma taşımacılık alanında 35 yıldır bu hizmetiri vermektedir. Amaçları sadece kaliteli bir taşımacılık ilkesi ile yolan çıkan Alkur Evden Eve Nakliyat firması güvenli ve huzurlu nakliyat prensipleri ile siz değerli müşterilerine hizmet vermektedir.

Su pireleri yine meydana çıkmaya başladı

Akvaryumumda ne kadar temizliğe önem veriyor olsamda suyundanmıdır anlamadım bir şekilde ortaya çıkıyor. Sebebini henüz çözemedim bu gün bir kaç tane su piresi gördüm. Bir baktım balıklar rahat vermiyor bunlara yemeye çalışıyorlar dedim tamam ne de olsa doğal ortam hadi bakalım ben mi sizinle uğraşacağım hep birazda balıklar uğraşsın, üzerine afiyet bir güzel yediler. Su piresi üretimi yapmak isteyen o kadar çok insan var ki sanırım ışığında etkisi var bu işin içinde.

Su piresine genel tabir bakacak olursak ;

Google'da 20,400 tane sayfaya içerik verilmiş.

Bunlardan kaliteli bir yazı buldum, discusfunclub üyesi sayın MRT61'e ait.

Merhaba, faydalı olduğunu düşündüğüm canlı yem üretimi konusundaki bilgilerimi Fatih Aksuoğlununda önerisiyle sizlerle paylaşmak istedim.
Öncelikle su pirelerinden bahsetmek isterim.Su pireleri doğal ortamlarında çok temiz ve akıntısız sularda yaşarlar,doğadaki su pirelerini akvaryum şartlarında üretmek biraz zordur, bu yüzden işe doğadan toplayacağmız su pireleriyle başlayamayız.Pireler için şiddetli ışık gereksizdir,gün ışığı alan bir yerde rahatlıkla ürerler.Sıcaklık 20-26 derece arasında olmalıdır,bu sıcaklığın altında üreyemiyorlar. Kısaca oda sıcaklığında üreyebilirler, soğuk kış günleri haricinde ısıtıcıya gerek yoktur. Pireleri üretmek için kullanılacak su kesinlikle klor ve benzeri maddeler içermemelidir. Akvaryumumuzdan çektiğimiz dip suyu bu amaçla kullanılabilir fakat bu su da metilen mavisi gibi kimyasallar içermemelidir çünkü pireler kimyasallara karşı çok hassaslar. Ayrıca, su pireleri parazitlere arakonakçılık etmediklerinden hastalık taşımazlar.

Pireleri üretmek için 50cm boyunda bir akvaryum, hava motoru ve hava taşı yeterli.Bunları sağlayamam diyorsanız büyük damacana pet şişesini keserek üretim amaçlı kullanabilirsiniz. Akvaryumdan çektiğiniz suyla doldurduğunuz akvaryuma hava taşını yerleştirip motora bağladıktan sonra havalandırmayı çok yüksek debili olmayacak şekilde ayarlarak havalandırmayı başlatıyoruz. Temin edilen su piresi kültürünü suya bırakıyoruz. Pireleri beslemek için ben kuru maya kullanmıştım, at gübresi ya da başka gübreleri tavsiye etmem. İki günde bir, silme 1 tatlı kaşığı kuru maya pirelerin beslenmesi için yeterli olacaktır, herhangi bir balık yemi de kullanabilirsiniz. İki gün sonra mayanın sudaki bulanıklığı geçmeye başladıkça maya ilave edebilirsiniz. Dikkat edilmesi gereken bir diğer husussa pirelerin suyunun değiştirilmesidir. 15-20 gün süreyle su değişimi yapılmalı, bunu yaparken hava motorunu kapatıp tortuların ve pirelerin pisliklerinin çökmesini bekleyip bir kepçe yardımıyla pirelerden bir kısmını toplayıp kendi sularıyla bir maşrapaya alınmalıdır. Üretim yaptığınız akvaryumu yıkayıp temizledikten sonra tekrar akvaryumunuzdan çektiğiniz suyla doldurun ve pireleri içine kendi sularıyla salıp yeni bir kültür oluşturun.Korkmanıza gerek yok pireler iki günde yüz katı çoğalabilme özelliğindeler.Bence üretimi diğer canlı yemlere göre kolay ve gayet besleyici olan su pireleri hakkında size birazcık da olsa yardımcı olabildiysem ne mutlu bana.


Birde izlesene.com da video paylaşmışlar ama bunlar sırf su piresi üretmek için ayrı tanklar hazırlayan insanlar.. Tanktaki hareketliliği görebiliyorsunuz değilmi arkadaşlar bunlar yüzlerce su piresi üretirken ben bir kaç taneden yakınıyorum..



Hazır discuslardan söz etmişken birde videolarını paylaşayım, bir akvaryum sever vatandaşımız yine izlesene.com da discuslarını yayınlamış.

Hep beraber izleyelim..

7 Nisan 2010 Çarşamba

Akümülatör

Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depo eden, istenildiğinde bunu elektrik enerjisi olarak veren cihaz, akım toplar, biriktireç.

Akünün görevi marş motorunu, ateşleme sistemini, doğru akımla çalışan tüm devreleri, ışık ve alıcıları beslemektir. Benzinli motorlarda kullanılan 12 voltluk akü, birbirine seri olarak bağlanmış altı adet elemandan meydana gelmiştir. Genellikle her eleman içerisinde, yine birbirlerine seri olarak bağlanmış 4 adet pozitif, 5 adet negatif yüklü plakalardan meydana gelir. Bu plakalar, kurşun-antimuan alaşımı petek üzerine, aktif maddelerin sıvanarak fırınlanmasından oluşur. Pozitif plakalar aktif madde olarak, kurşundioksit içerir. Negatif plakalar aktif madde olarak, saf kurşun içerir. Bu tür plakalar arasına, kısa devreyi önlemek için plakaları izole eden ayırıcılar yerleştirilir. Ayırıcılar, plakalar arasındaki kimyasal tepkimeyi engellemeyecek şekilde çok küçük gözenekleri bulunan plastiklerden yapılır. Akünün içinde sülfirik asitle saf su karışımı olan elektrolit konulur. Karışımda %39 asit, %61 su vardır. Elemanlar arası seri köprülerle bağlanmıştır.

Çalışma prensipleri aynı olmakla beraber, günümüzde ise akümülatörler sadece araçlarda marş amaçlı olarak değil; elektrik enerjisinin depolanması ve gerektiğinde geri alınması / kullanılması amaçlı olarak da kullanılmaktadır. Özellikle sabit / durağan yerlerde kullanılmak üzere üretilen akümülatörlerin iç yapısı, starter / marş amaçlı olanlara göre büyük farklılık ihtiva eder. Kesintisiz ve/veya yedek enerji ihtiyaçları için bilinen en eski, kolay ve ekonomik yöntemdir. Sabit tesis akümülatörleri de kendi aralarında alt gruplara ayırmak mümkündür. Ayrıca likit bazda asit ihtiva edenler olduğu gibi, yeni jenerasyon vrla / agm ve gel teknolojisi ürünlerde asit sıvı bazda değildir. Bu sayede bakıma gereksinim duyulmadan kullanım ile cihaz içi vb. kapalı yerlerde kullanma imkânı gibi avantajları mevcuttur.

Gerilim transformatörleri

Gerilim transformatörü, yüksek gerilimlerin ölçü aletleriyle ölçülmesinin pahalı ve imkânsız olması sebebiyle üretilmiştir. Elektrik devresine paralel olarak bağlanabileceği gibi toprak faz arasına da bağlanabilir. Gerilim trafosunun Primer sargısından geçen gerilimin meydana getirdiği manyetik alanı Sekonder sargının kesmesi ile sekonder sargıda bir bir gerilim meydana gelir. Sekonder sargıya paralel bağlanan bir ölçü aleti ile Primer devreden geçen akım miktarı ölçülür. Sekonder sargı ucuna bağlanan ölçü aletinde okunacak değer Primer Sargı gerilimi ya da Transformatör çevrim oranıdır.

iki veya daha fazla elektrik devresini elektromanyetik indüksiyonla birbirine bağlayan bir elektrik aletidir. Bir elektrik devresinden diğer elektrik devresine enerjiyi elektromanyetik alan aracılığıyla nakleder. En basit halde, birbirine yakın konan iki sargıdan ibarettir. Eğer bu iki sargı ince demir levhaların üzerine sarılmışsa buna demir çekirdekli transformatör denir. Eğer demirsiz plastik tüp gibi bir çekirdeğe sarılmışsa buna hava çekirdekli transformatör denir. Sargılardan birine voltaj uygulanırsa, diğerinde de bir voltaj meydana gelir. Voltajın tatbik edilmesiyle ortaya çıkan akım, sargı etrafında bir manyetik alan doğurur. Bu alan, yakına konan diğer sargıda bir voltaj ortaya çıkarır. Ancak, manyetik alanın daima değişerek çıkış sargısındaki voltajı devam ettirmesi gerekir. Birinci bobine tatbik edilen voltaj sabit olursa, diğer bobinde herhangi bir voltaj meydana gelmez. Ancak doğru akım sürekli olarak kapatılır ve açılırsa manyetik alan değişerek bir çıkış meydana gelir. Otomobillerde bulunan radyo alıcısındaki vakum tüp bu prensiple çalışır.

Eğer her iki sargı tek bir demir çekirdeğe konur ve voltaj tatbik edilirse, demir çekirdek manyetize olur. Demir, uygun manyetik özelliklerinden dolayı tercih edilir. Bu suretle manyetik alan konsantra olmuş olur. Bu sebeple çok az bir enerji kaybedilmiş olur. Verim % 97-99,9 arasındadır. Eğer çıkış sargısı, giriş sargılarından daha fazla ise çıkış voltajı büyüyecektir. Akım şiddetiyse, bu oranın tersiyle değişir. Transformatörle voltajı yükseltmek mümkün olduğu gibi, düşürmek de mümkündür. Transformatörün gücü manyetik alanın değişimine bağlı olduğundan, bu alan demir çekirdeği ısıtır. Bu sebepten demir çekirdekli transformatörler, genellikle 60 hertz'lik, düşük frekanslarda kullanılır. Demir çekirdeğin tek döküm olarak değil, ince levhalar şeklinde yapılması fazla ısınmayı önlemek içindir. Bu sebepten dolayı, radyo frekanslarında çalışan transformatörler hava çekirdeklidir.


Genel olarak transformatörler bir elektrik devresinde voltaj veya akımı indirmek veya yükseltmek için kullanılır. Elektronikteyse esas olarak farklı devrelerdeki yükselticileri birleştirmek, doğru akım dalgalarını daha yüksek bir değerdeki alternatif akıma çevirmek ve sadece belirli frekansları iletmek için kullanılır. İzolasyon amacıyla ve bazan da kapasitörler ve dirençlerle beraber kullanılır. Elektrik akım iletiminde, esas olarak voltajı yükseltmek veya düşürmek için kullanılır. Ölçü aletlerinde özel transformatörler kullanılır.

Esas olarak tranfsormatörler, elektromanyetik indüksiyonla enerjiyi bir devreden diğer devreye geçirirler. Voltajı değiştirmek, özellikle elektrik enerjisinin, elde edildiği yerden uzaklara nakledilmesinde gerekli olur. Gerilimi, mesela 230.000 volt veya daha fazlaya yükselterek iletim sırasında gerekli olan kabloların ağırlığı oldukça azaltılır. Böylece, gerekli olan kuleler ve diğer alt yapılarda da ekonomi sağlanır.

Elektrik Akımı

Elektrik akımı, elektriksel yükün akışı olup, şiddeti amperdir (ampermetre ) ile ölçülür. Örnek olarak elektriksel iletme ele alınabilir. Bu durumda, elektronlar (eksicikler), metal tel gibi bir iletken içerisinde hareket ederler. Veya bir diğer örnek, elektrolizdir (kıvılkesim). Bu durumda artı yüklü atomlar sıvının içerisinde hareket ederler. Her ne kadar parçacıkların hızı genelde yavaş olsa da, onları iten elektrik alanı (kıvıl alan) ışık hızına yakın hızda ilerler.

Parçacıkların maddelerdeki akış ilkelerini kullanan aygıtlara elektronik aygıtlar denir.

Düz akım , yüklerin tek yönlü hareketini tanımlarken, dalgalı akım (alternatif akım, AC) düzenli olarak akış yönünün tersine çevirildiği akımı tanımlar. Ohm yasası elektrik akımı ile gerilimi bağlayan önemli bir bağıntıdır.

Elektrik Alanı

Elektrik alanı kavramı ilk kez Michael Faraday tarafından kullanılmıştır. Kütlelere etki eden yerçekimi gücü gibi elektrik alanı gücü de elektrik yüklerine etki etmektedir. Ancak aralarında birkaç farklılık söz konusudur. Yerçekimi gücü ancak nesnelerin kütlelerine bağlıyken, elektik alanı gücü bu nesnelerin elektrik yüklerine bağlıdır. Yerçekimi gücü iki kütleyi her zaman yaklaştırmaya uğraşırken, elektrik alanı gücü, söz konusu yüklerin türüne göre, nesneleri yaklaştırabilir veya tam tersine uzaklaştırabilir.

Paratonerin önemini anlatan basit yıldırım deneyi

Bir çiviyi kum ya da toprak gibi bir yere saplayın. Karanlık bir odaya bu malzemeleri koyun. Şişirilmiş bir balonu yün bir giysiye iyice ve hızlı bir biçimde sürtün. Kuma saplanmış çiviye değdirmeden hafifçe yaklaştırın.

Çivi ile balon arasındaki bu kıvılcım küçük bir yıldırımdır.

Topraklama Çeşitleri Nelerdir

Koruma Topraklaması , Endirekt Topraklama , Yıldırım Topraklaması ve İşletme Topraklaması olmak üzere topraklama çeşitlerini dört ana başlık altında inceleyeceğiz.

Koruma Topraklaması;

Yüksek gerilim tesislerinde insanları yüksek temas gerilimine karşı korumak için bir koruma topraklaması yapılır. Bunun için işletme akım devresine ait olmayan , fakat bir hata halinde gerilim altında kalabilen ve insanların temas edebilecekleri bütün cihazların ve tesis elemanlarının madeni kısımları , topraklama iletkeni üzerinden bir topraklayıcıya bağlanırlar.

Alçak gerilim tesislerinde temas gerilimine karşı koruma sağlamak için uygulanan çeşitli metotlar arasında koruma topraklaması da vardır:fakat bunun çok iyi bir metot olmadığı ve çeşitli sakıncalarının olduğu açıklanmıştır. Buna karşılık yüksek gerilim tesislerinde tehlikeli temas ve adım gerilimlerine karşı koruma sağlamak için yegana koruma metodu koruma topraklamasıdır. Koruma topraklaması tesisin boyutlandırılması bakımından ana kriter ’’ temas gerilimi’’ olduğundan Alman VDE yönetmeliklerine göre topraklama tesisleri o şekilde yapılmış olmalıdır ki,


Yıldız noktası yatılmış veya kompanzasyon bobini üzerinden topraklanmış şebekelerde temel gerilimi 65 V’un üstüne çıkmamalıdır.

Yıldız noktası sürekli veya geçici olarak küçük değerli bir direnç üzerinden topraklanan şebekelerde temas gerilimi şekilde verilen eğrideki değerlerin üzerine çıkmamalıdır.

Bu eğrinin her noktası için elektrik miktarının Q= 70mAs değerini aşmaması şartı yerine getirilmiştir. Zira , yapılan araştırmalara göre , ölümle sonuçlanan elektrik kazalarında bu elektrik miktarı tespit edilmediğinden , bu değer bir kriter olarak geçerlidir. Burada vücut direnci için en düşük değer olarak 1000ohm kabul edilmiştir.


İşletme Topraklaması Elektrik tesislerinde işletme akım devresine ait bir noktanın topraklanmasına işletme topraklaması denir:cihazların ve tesislerin normal işletmeleri için bu topraklama gerekir. İşletme topraklaması iki cinstir. Direkt Topraklama

Bu durumda topraklama üzerinde topraklama empedansından başka hiç bir direnç bulunmaz. Mesela şebekenin yıldız noktasının direkt topraklanması , bu cins topraklamadır.

Endirekt Topraklama

Bu durumda topraklama , ilave bir ohmik , endüktif ve kapasitif direnç üzerinden yapılır. İşletme topraklaması , işletme akım devresinin toprağa karşı potansiyelinin belirli bir değerde bulundurulmasını sağlar.

Koruma topraklaması üzerinden yalnız bir hata halinde bir akım geçtiği halde , işletme topraklaması üzerinden arızasız durumda dahi bir akım geçebilir.Hem alçak gerilim ve hem de yüksek derilim tesislerinde yıldız noktasının topraklaması , bir işletme topraklanmasıdır. İşletme topraklaması , fonksiyon bakımından koruma topraklaması ile yakından ilgilidir. Mesela bir fazlı toprak temasında hata akımı , devresini işletme topraklaması üzerinden tamamlayarak arıza , bir fazlı kısa devreye dönüşmektedir. Alçak gerilim tesislerini besleyen akım kaynaklarının yıldız noktaları genellikle bir İşletme topraklaması üzerinden topraklanır. Bunun toplam direncinin Ro küçük veya =2ohm olması arzu edilir.Zira bir faz toprak kısa devresinde Ro direnci üzerinden koruma hattının ve buna bağlı cisimlerin toprağa karşı gerilimi yükselir.Topraklama ve yıldırımdan korunmak için alınan önlemler genel olarak TV verici ve aktarıcı istasyonlarının tesisi sırasında ikinci derece de önemsenen hususlar içinde yer alır. Ancak, istasyonların bulunduğu coğrafik koşullar ve enerji şartları nedeniyle topraklama hatasından ve yıldırımdan meydana gelen etkiler milyarlarca değerindeki tesis ve cihazlara büyük zararlar verir. Yaptığı tahribatın büyüklüğü ile doğru orantılı uzun süreli yayın kesintilerine maruz kalınır.

Yıldırım Topraklaması

Elektrik tesislerinde yıldırıma karşı korumak için , parafudurların topraklama uçları ile açık hava tesislerinde yıldırımın düşmesi ihtimali olan bütün madeni kısımlar,mesela hava hatlarının koruma iletkenleri ,madeni veya beton direkler özel bir topraklayıcı üzerinden topraklanır:buna yıldırım topraklaması adı verilir.Yıldırım topraklaması da bir nevi koruma topraklamasıdır ve onun için iki topraklama biri birine bağlanır.Yıldırım topraklamasının amacı ,her elektrik tesislerine düşen bir yıldırım düşmesinin sebep olduğu aşırı gerilim gerilim dalgasının isletme araçlarına zarar vermeden toprağa iletilmesi ve hem de binalara düşen yıldırımın,insan hayatına zarar vermeden ve bir yangına sebep olmadan toprağa atılarak zararsız hale getirilmesidir.

Tarih boyunca yıldırımdan anlaşıldığı kadarıyla, yıldırımdan korunma sistemleri de o oranda gelişmiştir. Yıldırım üzerine ilk teoriler 17. Yüzyılda tespit edilmeye başlanmıştır. Descartes adındaki bilim adamı bulutların çarpışmasından sıkışan havanın ışık ve ısı etkisi meydana getirdiğini ve ısının gürültüye neden olduğunu söyleyerek yıldırımla ilgili ilk teoriyi ortaya atmıştır. 18. Yüzyılın ortalarında Rahip Nollet Denel fizik dersleri adlı kitabında elektrikle yıldırımın ilgisini anlatmıştır. Bu tarihten sonra fizikçi Jallbert, yıldırım olayı ile sivri uçların ilgisini dile getirmiştir. Yine aynı yıllarda Romans, yıldırım olayının bir elektriksel olay olduğunu söyleyerek yıldırım olayında elektrikten bahsediyordu.Franklın 1725 yılında balon deneyi yaparak bulutların elektrik yüklü olduğunu ispatlamıştır. Daha sonra yıldırım konusundaki gelişmeler 1929 yılında İngiliz doktor Simson ve Fransız Mathias tarafından yapılan açıklamalarla devam etmiştir. Yıldırımın meydana gelişimi yapılan gözlemler ve incelemeler sonunda dört şekilde olduğunu ortaya koymaktadır. (-) inişli (-) çıkışlı (+) inişli (+) çıkışlı Bunlardan en fazla görüleni (-) inişli olanıdır.

Yıldırım, bulut ile yer arasındaki elektrik yüklerinin hızlı deşarj olma olayıdır. Havada asılı bulunan elektrik yüklü bulutlarda hava iyi bir iletken olmadığı için yaklaşık 10 milyon voltluk gerilim oluşturur. Bu bulutların şarj olması anında fırtına bulutunun tabanı yere yakın olan kısmı negatif yükle yüklenir. Bu arada yer pozitif yükle yüklenir. Bazı durumlarda bunun terside mümkündür. Sonuç olarak yüklenme işlemi bulut boyutunda yerde de oluşur. Fırtınanın artmasıyla bulutlardaki negatif ve yerdeki pozitif yük ayrışması devam eder. Fırtına şiddetlendikçe bulutla yer arasında bulunan yalıtkan hava iletken hale geçmeye başlar ve bulutla yer arasındaki potansiyel farkı da arttıkça havayı delmesi kolaylaşır. Havanın delinmesiyle buluttaki yüksek voltaj toprağa deşarj olur. Bu deşarjlarda 2000 ile 200 000 amper arası akım akmaktadır. Atmosferik olaylarda bulutla bulut arasında voltaj boşalmasına şimşek, bulutla yer arasındaki voltaj boşalmasına yıldırım denilir. Yıldırımın oluşması, bir bulutun alt kısmındaki enerjinin yeterli seviyeye geldiği zaman (10kv/cm2) toprağa doğru bir elektron demeti olarak harekete geçmesidir. Birinci demet 10 ile 50 metrelik mesafeyi 60 – 50 000 km/sn arasındaki hızla kat eder. 30 ile 100 mikron saniye süren bir aradan sonra ikinci bir deşarj birinci deşarjın yolunu izler ve birinciden 30 ile 50 metre arası daha ileri gider. Daha sonra üçüncü deşarj ardından dördüncü deşarj meydana gelir. Her bir deşarj öncekinden 30 ile 50 metre ileri giderek şimşeğin ucunun yeryüzüne yaklaşmasını sağlar. Bu arada yeryüzü ile bulut arasındaki potansiyel farkı gittikçe artar ve havanın delinmesi sonunda yeryüzünde bulunana sivri bir uç, bina, ağaç veya kule gibi bir noktaya pozitif yüklü bir demet deşarj olur ve bunun boyu 150 metreyi geçebilir. Bu deşarj esnasında 200 000 Ampere kadar çıkan akım 100 milyon voltluk bir gerilim ile toprağa akar. Bu akıma deşarj akımı denilir. Bu akım saniyenin milyonda biri mertebesinde aralıklarla art arda gerçekleşmesiyle tamamlanır. Elektrostatik yük; Elektrik yüklü bulutun altında kalan yer yüzünün üstündeki tüm teçhizatlar elektrostatik alana maruz kalırlar. Bu elektrostatik alan yer küreden yüksekliğe bağlı olarak değişmektedir. Örneğin topraktan 10 m yükseklikte bulunan EN Hattı fırtına sırasında toprağa göre 100 ile 300 KV arası fazla gerilime sahip olur. Deşarj esnasında bu yükün toprağa akması gerekmektedir. Toprak akımı; Yıldırımın hemen ardından yıldırım akımı sonucu toprak akımları oluşur. Bulutun kapsadığı toprak alanından yıldırımın düştüğü noktaya doğru akım akamaya başlar. Bu bölgede bulunan herhangi bir iletken bu akım için topraktan daha kolay iletim sağladığından akım bu iletkenden geçmeye başlar ve bu akıma toprak akımı denilir. Bu boşalma işlemi çok hızlı olduğundan (20 mikro saniye) bu metaller üzerinde indüklenen gerilimler çok yüksek olmaktadır.

Topraklama Sisteminin Önemi

Elektrikli cihazların herhangi bir elektrik kaçağı tehlikesine karşı gövdelerinin bir iletkenle toprağa gömülü vaziyetteki topraklama sistemine bağlanması yöntemi. Böylece cihazda elektrik kaçağı varsa, dokunduğumuzda elektrik akımı bizim üzerimizden değil, direnci daha az olan toprak hattı üzerinden geçer ve çarpılma tehlikesi ortadan kalkmış olur.

Topraklamanın görevini yapabilmesi için cihazın gövdesinden toprağa kadar olan elektriksel direncin yeterince düşük olması gerekir. Topraklama iletkenlerinin direnci önemli bir direnç oluşturmaz. Asıl önemli direnç, toprak içinde gömülü bulunan topraklama iletkenlerinden toprağa geçiş direncidir. Toprağa geçiş direncini azaltabilmek için topraklama elektrodları derine gömülür uzun tutulur ve iletkenliği daha fazla olan toprak bulunmaya çalışılır. Örnek olarak toprak altında ıslaklığın başladığı noktaya elektrodlar gömülür. Dünyanın kendisinin direnci pratikte sıfır kabul edilebildiği için dünyanın kendisi bir iletken görevi görür ve devreyi tamamlar.

6 Nisan 2010 Salı

Hidrolik pres incelemesi

Bu pres'in boyutlarıyla başlayacak olursak gördüğümüz gibi 6.4 Metre genişliğinde bir pres, 2.05 Metrelik bir kumanda devre alanına sahip bu alandan prese plc yardımıyla veya microchip ya da işlemciler ile bilgi yükleniyor. 4.35 Metrelik bir alanda ise hidrolik basınçla çalışan 25 tonluk ağırlık uygulayabilecek nitelikte alanı görüyoruz. Bu alanın yüksekliği 6.2 Metredir, presin toplamdaki yüksekliği 25 metredir. 4.6 metrelik bir boşluk malzemeye basınç uygulamak üzere ayırılmış. Aynı zamanda yerdeki genişliği 5.5 Metrelik bir alan kaplıyor.
http://www.adimkoza.com.tr/resimss/pres1.JPG
Adım Koza firmasına ait 25 ton kapasiteli çift hızlı hidrolik press'i inceliyoruz.

4 Nisan 2010 Pazar

Kaliteli Lehim Teli Nasıl Olmalı

Kaliteli lehim teli Türkiyemizde bu gün kurtel firması tarafından üretilmektedir. Firmanın kısa profilini sizlere şöyle yansıtabiliriz ;

KURTEL LEHİM TELİ T.S 677 EN 9453 standartlarına uygun kalay,kurşun,gümüş,bakır,antimon metallerinin karışımlarından oluşturulmuş alaşımlarda 0,46mm-5mm çap aralığında pastalı ve pastasız lehim teller,Dalga lehim makine potalarında kullanılan lehim barlar daldırma lehim potalarında kullanılan lehim çubuklar ,vitrayda kullanılan kurşun profiller ve kurşun tel üretimi yapmaktadır. Firmamız lehim teli, pota lehimi kullanım proseslerinde ihtiyaç duyulan tüm yardımcı lehimleme malzemelerinin(flux, tiner, krem lehim, chipbonder, lehim maskesi, temizleyici spreyler, temizlik ruloları...) sektöründe uzman ve lider firmaların bayiliklerini alarak müşterilerimizin tüm lehimleme proses ihtiyaçlarını komple set halinde karşılayabilmektedir.

Plati - Platy

Geçen günlerde akvaryumumdaki balıklarımın bir anda öldüğünü yazmıştım meğer gece elektriklerin gitmesiyle garibanlarım soğuktan donarak ölmüşler. Akvaryumuma bir kesintisiz güç kaynağı biraz yeşillik , üç tanede plati aldım.. Şimdi sıcak yuvalarında mart kedileri gibi bir birlerini kovalıyorlar..

Kısa zamanda resimlerini yayınlarım, yanlız bu seferkiler sanki biraz küçük.

3 Nisan 2010 Cumartesi

Termik Santral Nedir ve Termik Santral Nasıl Çalışır

Yanmayla ortaya çıkan ısı enerjisinden elektrik enerjisi üreten merkez. Yanma, bir kazan yada buhar üretecinde gerçekleştirilir ve suyun buhara dönüştürülmesini,daha sonrada bunun yüksek basınç altında (135 bar),yüksek sıcaklıkta(535)çok ısıtılmasını sağlar.Buhar önce türbinin yüksek basınçlı bölümünde ve daha sonra yeniden çok ısıtıldıktan sonra orta ve alçak basınçlı bölümlerde genişler.Birbirini izleyen bu genişlemeler sırasında ısı enerjisi mekanik enerjiye dönüşür.Kondansede soğutulan buhar tekrar su haline döner; türbinden çektiği buharla çalışan bir yeniden ısıtma bölümüyse suyun ısısını yükseltip kazana gönderir.Buhar ve su bir kapalı devre halinde dolaştıkları için,bu çevrim sonsuza kadar yenilenir.


Duman kazan çıkışında büyük oranda ısı yitirir ve elektro filtreden sonra havaya verilir; Böylece yanma olayı gerçekleşir. Kömürle çalışan santrallerde dumanın daha sonra elektrostatik düzenekler yardımıyla tozu alınır ve bacadan dışarı atılır. Bu arada türbinde yaratılan mekanik enerji bir alternatöre iletilir ve burada elektrik enerjisine dönüştürülür. Türbo-alternatör gurubunun uzunluğu 600 megawat bir güç için bazen 50mşar; verilen elektrik akımıysa 20 000 voltluk bir gerilim altında 19 200 ampere ulaşır. Modern bir termik santralın verimi %40 dolayındadır.


Termik santralın bilançosu incelendiğinde, üretilen bir kilowatt için 4000 kilojoulean fazla bir enerjinin soğutma suyuna harcandığı anlaşılmıştır. Su bir akarsudan alınırsa, bu suyun günümüzde en çok 7-10 arasında ısıtılmasına izin verilmektedir; bu da büyük bir debi gerektirir. Sözgelimi, 600 megawattlık bir enerji grubunda soğutma için saniyede 22 metreküp su gerekir. Bu nedenlerden ötürü, büyük santraller ancak büyük akarsuların üzerinde ya da deniz kıyısında kurulur. Bununla birlikte, termik santrallerin yol açtığı ısı artışı, su bitkileri ve hayvanları için ciddi sorunlar yaratır. Suyun az, santrallerin çok sayıda bulunduğu bölgelerde, genellikle hiperbol biçiminde büyük kulelerden oluşan havalı (atmosferik) soğutma sistemlerinden yararlanılır.


Termik santrallerde kullanılan yakıtlar mazot, gaz ve kömürdür. Mazot içi gerekli olan tesisler basit tesislerdir; mazot 30000-40000mküp hacimli, silindir biçiminde metalik depolarda saklanır. Depolardan alınıp ısıtılan mazot püskürtülerek brülörlere aktarılır. Gaz kullanımı için gerekli olan donanımlar çok az sayıdadır; Gaz brülörlere gönderilmeden önce yalnızca genişletilir, filtreden geçirilir ve ısıtılır.


Termik santrallerde kömür kullanımı; için gerekli olan tesisler gaz ya da mazota oranla çok daha önemli ve büyüktür. Burada özellikle kömürün demiryolu, akarsu ya da deniz yoluyla santrale getirilmesi, boşaltılması, depolanması, santral alanı içinde dolaştırılması ve kazana verilmesi için gerekli tesisler yapılmalıdır. Kömür önce toz haline getirildikten sonra, önceden mazotla 500 kadar ısıtılmış olan yanma odalarının brülörlerine kuvvetli bir hava akımıyla gönderilir. Bu odaların birkaç yüz m küp bulan bir hacmi ve birkaç bin m kare büyüklüğünde bir ısıtma alanı vardır. Büyük bir termik santralin kömür tüketimi günde 5000 aşar.


Termik santral, kapalı devre halinde dolaşan suyu buharlaştıran bir kazan ve bir türboalternatör (bir türbinle harekete geçirilen alternatör) grubu içine girer. Bu tür klasik santrallerde buhar, kömür, fuel-oil ve nadiren doğalgaz veya yüksek fırın gazı yakılarak üretilir.


Termik santralleri büyük debili akarsu yakınında veya deniz kıyısına kurmak gerekiyor; böylece santralde üretilen ısının yarısını boşaltan kondansenin suyla beslenmesi sağlanır. Sıcak su ırmağa doğrudan boşaltıldığı gibi (açık devre soğutma) büyük soğutma kulelerine yollanabilir; burada havayla temas ederek kısmen buharlaştıktan sonra kondanseye basılır (kapalı devre soğutma). Bu son çözüm daha pahalıdır, ama su alma işlemini ve ırmak sularının ısınmasına bağlı çevre sorunlarını azaltma olanağı sağlar.


Malzemelerin üretim maliyeti sınırlamak ve işletimi kolaylaştırmak için santraller standart ve özerk üretim birimleri halinde gerçekleştirilir. Her ünitede bir buhar kazanı, bir buhar üretici, bir türboalternatör grubu ve iletişim şebekesine bağlı, gerilim yükseltici bir trafo (transformatör) bulunur.


Daha mütevazi güçteki termik santraller, su buharı çevriminden geçmeden elektrik üretir. Bunlar uçak motorlarının çalışma ilkesine dayanan gaz türbinleridir ve doğrudan doğruya bir alternatörü veya elektrojen dizel gruplarını çalıştırır. Bu türbinler belirli zamanlarında devreye sokulmak üzere tasarlanmıştır ve güçleri 100 MW geçmez; ama oldukça basit olmaları (görece küçük boyut, su buhar devresinin olmaması, havayla soğutma nedeniyle birkaç dakikada devreye alınabilirler. Bu termik tesisler pratik olarak her yerde kurulabilir.


Elektrik santralleri, başka enerji biçimler (termik, nükleer, hidrolik, jeotermal, güneş, rüzgar, gelgit v.b) elektrik enerjisine dönüştürmek amacıyla bir araya getirilmiş donanımlardan oluşan işletmelerdir. Çağımızda büyük güçlü sınai donanımların çoğunluğu, hidrolik ve termik (klasik ve nükleer) santrallerden meydana gelmektedir. Türü ne olursa olsun, her elektrik santralı, temel olarak bir enerji kaynağı, hareketlendirici bir aygıt, bir alternatör ve bir dönüştürme istasyonundan meydan gelir. Dönüştürme istasyonu, alternatörün ürettiği gerilimi, genel ulusal veya uluslar arası interkonnekte şebekenin beslenme hatları için uygun bir değere yükselir.


Ülkemizin enerji gereksiniminin önemli bir bölümünü karşılayan ve Türkiye Elektrik Üretim A.Ş.(EÜAŞ) tarafından işleten termik santraller, fuel-oil, taşkömürü linyit, motorin, jeotermal ve doğal gaz türde enerji kaynağı kullanmakta olup sayıları 30 aşmaktadır.

Balıklarım Öldü..

Sitemi takip eden arkadaşlar bilirler nasıl balık meraklısı olduğumu beslediğim minik şeyler sabah uyandığımda bir baktım köşeleri kapmış, ebediyete gitmişler..

1 Nisan 2010 Perşembe

UTP KABLO - RJ45 Soket Bağlantısı

Kablo yaparken, yani bir kablonun iki ucuna jak takarken, kabloyu nerede kullanacağınıza bağlı olarak iki tipten bahsedilebilir. Düz kablo, cross(çapraz) kablo.

UTP kablonun ucuna taktığımız RJ-45 jak üzerindeki pinler jakın pinleri size bakacak şekilde tutulduğunda soldan sağa 1'den 8'e kadar sıralı kabul edilir.

Kablo bağlantı standartları

Kablo uçlarını yaparken uymanız gereken, daha doğruyu uyarsanız sizin ve sizden sonra ağa müdahale edecek kişinin işini kolaylaştıracak standartlar vardır. Bu standarda uygun yaptığınız kablo veri kanallarının aynı tel çiftini kullanması kuralına uygun olacaktır.


EIA/TIA isimli kuruluş "EIA/TIA -568-A 'Commercial Building Wiring Standard' " isimli kablolama ile ilgili standartları belirlemiştir. Tüm dünyada üreticiler ve teknisyenler bu standartları takip ederler.



"EIA/TIA -568-A" standardı içinde kablo uçlarını yaparken kullanabileceğiniz elektriksel olarak birbirinin tamamen aynısı iki şema önerilmiştir. T568A şeması ve T568B şeması.